17 Ekim 2017 Salı

BARDAĞI YERE BIRAKIN 

Profesör, içi dolu bir bardak tutarak derse başladı. "Bu bardağın ağırlığı ne kadardır sizce?" diye sordu talebelerine. Herkes bir tahminde bulundu. 
İkinci bir soru daha geldi profesörden: 
-Bu bardağı birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?
-Hiçbir şey.
-Ya bir saat boyunca tutsaydım...
-Kolunuz ağrımaya başlardı.
-Haklısınız... Peki gün boyu elimden bırakmasaydım.
-Her halde kas spazmı geçirir, belki de hastaneye kaldırılırdınız. 
Profesör, bu soruları niçin sorduğunu açıklamak niyetiyle sözlerini sürdürdü:
-Bardağın ağırlığında bir değişiklik oldu mu?
-Hayır...
-Peki o zaman kolumun ağrımasına ve kas spazmına yol açan neydi? 
Öğrenciler, cevap bulmaya çalışırken hocalarından ikinci bir soru daha geldi: 
-Acıdan ve ağrıdan kurtulmam için ne yapmam gerekirdi?
-Bardağı elinizden bırakmanız.
"Kesinlikle öyle" 
dedi profesör ve devam etti: "Hayatın problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanızda birkaç dakika tutarsanız, bir sorun yokmuş gibi görünür. Kafanızda evirir çevirir sürekli düşünürseniz, başınız ağrımaya başlar. Sorunlar zaman içinde sizleri yiyip bitirir. Hayatınızda karşılaştığınız güçlükleri, sorunları elbette düşüneceksiniz. Ama, her günün sonunda, uyumadan önce, tıpkı bardak gibi onları bir kenara bırakmalısınız. O zaman strese girmez, her sabah taze bir beyinle uyanır ve o gün karşılaşacağınız güçlüklerle mücadele edebilecek enerjiyi kendinizde bulursunuz. Sevdiklerinize bu hikâyeyi anlatın ve onlara 'Bardağı yere bırak' deyin sık sık. "

Bardağı yere bırak diyelim de, bizler de kolay şeyler yaşamadık..

Bir gecede mesleğimizden, emeklerimizden , geleceğimizden olduk ..
Bir çok yakını haksız yere  tutuklu arkadaşlarımız var ..
Ama şimdi hep aynı acıyı düşünürsek , etrafında dönersek hiç bir ilerleme kaydedemeyiz.. Dahası artık zarar görmeye başlarız..

Allah yüzümüzü önümüzde yaratmıştır ki, daima ileriye doğru bakalım diye.. Hep geriye doğru bakarak hiç bir yere varamayız değil mi ?

Demek istediğim ; acıları , yaşananları unutmak değil .
Haksızlığı da kabul etmek de değil kastettiğim..
Önemli olan acı ,sıkıntı ve kederde bile doğru hareket edebilmek. Aşırı anlam yükleyip kendimizi bir girdaba atmamak demek.
İhraç olduk ve bir yılı geçti..
Artık acılarımızı irdelemeyi bırakıp ,
nefes almayı denemek gerekir..
Gelin acıları yarıştırmayı bırakalım..
Gelin kederlere yapışmayı bırakalım..

Belki bugün her şey yolunda değil ama inanın birgün herşey daha güzel olacak..
Nerden mi biliyorum ?
Çünkü hiç bitmeyen bir sıkıntı ,
sabahı olmayan bir gece görmedim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder